DÜNYAYA BORCUNUZU ÖDEDİNİZ Mİ?

Dünyaya borcunuzu ödediniz mi? Sen gel her gün hamur hupur meyve ye! ha bire ye ye ye 🙂 ama şu dünyaya bir tane meyve ağacı dikme! oldu mu bu? Olamaz! Her insan aklı başına geldiğinde hemen ağaç dikmelidir.Bu dünyaya ağaç borcumuz var ve ölmeden ödememiz gerekiyor.

Tabiat bizi seviyor. Orman bize ne kadar da cömerttir. Karadenizde doğal ormanlarda yürüyüşe çıktığınızda yiyecek o kadar çok şey bulursunuz ki. Cömert doğaya karşılık, üzerimize düşeni yaptığımızda biz de hak edeceğiz bunları belki…Üzerimize düşeni derken, meyve yiyoruz ama ağaç dikmiyoruz.

Kabaca şöyle bir hesap yapıyorum da, bir insan hayatı boyunca 15 ton meyve tüketse, ortalama kaç adet ağaç dikmesi gerekir? Bir ağaç 15 kg ile 70 kg arasında meyve verir. Seksen yaşına kadar yaşamış bir insanın bir yılda yaklaşık olarak 187 kg meyve tükettiğini varsayalım. Bu ağaçlar da ortalama 40 kg meyve versin yılda. Dolayısıyla bir insanın en asgari dikmesi gereken ağaç sayısı 187/40=4,5 oluyor. Unutma bu dünyaya en az dört buçuk ağaç borçlusun. Tabii ağaçların ömrünün 80 yıl olduğunu kabul ettik. Halbuki bazı narin ağaçların ömürleri o kadar olmuyor. Örneğin şeftali ağacının ömrü taş çatalasa 30 yıl. Böyle olduğuda da bir değil en az iki tane dikmeliyiz.

Yani bu dünyaya ağaç borcumuz asılında 4.5 ten fazla. Biz bunu ortalama 7 ağaç yapmalıyız. Evet 7 ağaç dikersek iç huzurumuz için yeterli bence. Borcunuzu ödeyin.

Dünyaya borcunuzu ödediniz mi? Peki hangi ağaçla?

Burası en zevkli kısmı. Dünyaya borcunuzu ödediniz mi? Hangi meyve ağaçlarını dikeceğiz? Ben borcumu hangi meyve ağaçları ile ödeyeceğimi belirledim. Dut, akça armut ve her çeşit armut, şeftali, can erik, , portakal, elma, kiraz, vişne, incir, kızılcık, hurma, iğde, nar, kestane, fındık, ceviz, muz, …

Daha fazla meyve ağcı dikmeliyiz. Endemik türler yok oluyor. Eski nesil meyve ağaçlarını çoğaltarak bizlere kadar getirmiş. Peki ya biz? Yok olan ağaçlara aileden birini kaybetmiş gibi içim yanıyor. Gerek aşılayarak gerekse fidandan yetiştirerek ağaçlarla dünyamızı süsleyelim. Özellikle meyve ağaçları ekelim ki hem oksijen üretsin hem de bize meyveler ikram etsin. Cömert bir ev sahibi gibi etrafımızı sarsınlar.

Bana öyle geliyor ki çoğunlukla pişmiş gıdalar ile doyduğumuz için hastalıklar kapımızı çalıyor.Temel gıdamızın ağaçlarda üretildiğinin hâlâ farkında değiliz. Biz insan oğlunun temel gıdası ekmek olmamalı, meyveler olmalı. Dalından aldıklarınızla karnınızı doyurmak fikri denemeye değer. Gıdaları değiştirmeden, karıştırmadan, dondurmadan, kaplara hapsetmeden yemek bizi hasta etmez.

Sayfamızın Sağlık bölümüne göz atın derim. İlginç gelebilir. Farklı bir siteden bilgi almak isterseniz buraya tıklayın.

Bir yanıt yazın