EVDE NEDEN KEDİ OLMALI?

Bir evde neden kedi olmalı? Size bu yazımda bundan bahsedeceğim. Kedilerden tiksinir misin? Dünyayı kim daha çok kirletiyor? Kediler mi sen mi? Sen bir öğününde kullandığın o plastik çatal, tabak, bardak o köpük tabaklar ile çevreye verdiğin zararı ömür boyu vermez bir kedi. İnsan dışındaki hiç bir canlı dünyaya bu kadar zarar vermiyor. Hatta onlar katkı sağlıyor.

Şimdi konumuza dönelim. Evden neden kedi olmalı? Olmalı! Bu bir ihtiyaç çünkü. Yaşamadığım şeyi buraya yazamıyorum. İnanın ki deneyimlerim olmadan o kalem elime sarılmıyor. Bizzat deneyimledim ki her eve bir kedi şart. Büyük ihtiyaç hatta. Napar kediler bize böyle ihtiyaç haline dönüşür? Siz farkında bile olmadan onlar sizin ömrünüzü uzatır mesela. Evet! ömrünü uzatıyor insanın. Nasıl mı? Şöyle ki;

Kedi olmasaydı sen akşama kadar o rahat koltuğundan poponu kaldırıp da hareket etmeyecektin. Kedi seni hareket etmeye mecbur ediyor. Bazen miyav da miyav çağırır, gitmezsen susmaz. Gidersin, noldu dersin kum kabının yanında durur yaptığı kakayı sana haber verir:) Benim Mırmırımın yaptığı gibi. Sıpa kaka yapıyor, sonra bir miyav bir miyav gören de mart geldi sanır. Çağırıyor hiç susmadan. Kakasını mutlaka haber veriyor. Sebebi de şu; Kaka pis birşey ya, attığımı görüyor her defasında. Atılması lazım olan bir şey o. Bu yüzden öğrenmiş beyzademiz. Kaka atılmalı. Acilen hem de:)

Hoşgeldin taklası

Başka ne yapar kedi. O kedi dediğin can yoldaşı olur sana. Her şeyin olur senin. Sen de onun her şeyi olursun. Eve gitmek için yolda yokuş aşağı yuvarlanan kartopu gibi ezer gidersiniz engelleri. Ciddiyim ha! Öyle bir giderim ki eve o Fındığımın sevincini görmek için. En önemlisi de hoşgeldin taklasını görmek için koşarım. Sevinmesini izlemek, sahibinin onu terk etmediğini ona göstermek için koşarım eve. Çünkü her defasında onu terk ettiğimi ve bir daha eve dönmeyeceğim korkusu onun içini kaplar. Bilirim bunu. Ben gidince öyle bir yere saklanır ki kırk yıllık evimde onu bulamam. Yani ilk zamanlar öyle saklanırdı. benim onu terk ettiğimi sanarak kendini güvene alma iç güdüsüyle yapardı bunu. Zamanla her defasında eve tam zamanında gelişimle saat akşam altıyı gösterdiğinde kapının önüne gelir öylece sessizce oturur beni bekler.

Yukarıda yazdığım o hoşgeldin taklası gerçek:) Çünkü dışarıdan geldiğimde hemen koşar ikinci adıma fırsat vermeden ayağımın tam önüne gelir veeeee….. O efsanevi taklasını atar. Gerçek takla. Gerçekten gerçek:) Başını yere koyar bizim taklamız gibi tam kafasından aşırarak gövdesini omurgasından yere atar. Önümüze pat düşerek taklasını tamamlar. İnanılmaz! O ben geldim diye ne yapacağını şaşırıyor sevincinden. Benim gelmeme o kadar seviniyor ki bana bunu böyle taklasını sergileyerek gösteriyor. Kim, siz geldiniz diye sevinçten taklalar attı daha önce:)

Bizim gibiler, farklı kişilikleri var

O, boyu bir karış bile yokken, sokakta annesini avaz avaz çağırırken bulduğum tekir! Sen benim canımsın.Tekir cinsi sıradan, önemsemediğimiz o sokak kedilerinden biri…

Kesinlikle yanından geçtiğiniz her kedinin inanılmaz kişilikleri var unutmayın bunu. Meğer benim Fındığım da dünyanın en güzel kişiliğine sahip, sevmek nedir çok iyi bilen, sıkı dost, meğer benim kankimmiş de haberim yokmuş.

İyi ki sizi almışım dostlarım Fındık ve Mırmır. Fındık tekir tam bir katışıksız tekir. Mırmır da tüm komikliği ve sevimliliğiyle tam bir sarman. Hangisini daha çok seviyorsun deseniz. Asla ayıramam. Evlat gibi mi desem, iki elim gibi mi desem, vazgeçemediğim iki ayağım gibi mi desem.Yani biri olmazsa olmaz anlayacağınız.

Bakın farkında mısınız onları anlatmaktan ” evde neden kedi olmalı?” ya giremedik:) Evde neden kedi olmalı biliyor musunuz? Siz günde iki katı veya daha fazla adım atın diye olmalı. Yüzünüzde gülümseme yerine sarkık bir ifade olmasın diye olmalı. Kalbinizin o gizli stresinden dolayı tuhaf tuhaf ritim tutması düzelsin, durulsun, sakinlesin diye kucağınızda mırıltısı olmalı. Eve gelince seni duvarlar karşılamasın diye olmalı. Konuşacak biri olması için, dünyanı doldurması için evde canından öte o can olmalı. Sadece kendini düşünen o bencil insanlardan olmamak için olmalı. ”Yaşamak bu” demeyi tatmak için olmalı.

Bu yüzden sorumluluk öğrenmek ve sorumluluğun çok güzel bir şey olduğunu fark etmek için kediniz olmalı. Sabah yüzümüzde gülümsemeyle dolaşmak için olmalı. Hele evde bağlar kopuksa bireysel hayatlar daha baskınsa odalardan çıkamayan çocuklar varsa kedi acil reçeteye yazılmalı. İlaç o çünkü:) Kedi ilacı şekeri, kollesterolü, tansiyonu, romatizmayı geçirir. Uydurmuyorum, çevremde bizzat şahit olduğum yakınlarım var. Tahlillerdeki değerlerinin hepsi birden düzelmiş. Belli bir yaşın üzerindeki insanları bırakmayan o üç kardeş var ya şeker, kolestrol, tansiyon onlara birebir. Üstelik yan etkisi olmayan tamamen doğal ilaç. Kedi:)

Sayfamızın hayvanlar bölümünde ilginizi çekeceğini düşündüğüm yazılar için buraya tıklayabilirsiniz.

Hatta burada daha da ilginç bir şeyler bulabilirsiniz.

Bir yanıt yazın